Hemoroid hastalığında uzunca bir süredir kullanılan birden fazla cerrahi prosedür bulunmaktadır. Günümüzde daha çok lazer ve radyofrekans yöntemleriyle gerçekleştirilen hemoroid tedavisi,

Hemoroid Tedavi Yöntemleri

Hemoroid, anüs ve rektumda bulunan şişmiş doku ve varisli damarların kaşıntılı, ağrılı veya kanamalı bir hal almasıdır. Daha basit bir deyişle halk arasında mayasıl veya basur olarak da bilinen hemoroid, rektumun ve anüsün en alt kısmında, anal kanalın sonunda bulunan genişlemiş damarlardır. Bu kan damarları genişlediğinde şişerek tahrişe neden olur.
Bu şişkinlik ve tahriş sonucu amakatın dışarına çıkar. Bireyin yaşam kalitesini ciddi ölçüde etkileyen hemoroid hastalığı, neyse ki günümüzde uygulanan birbirinden farklı hemoroid tedavi yöntemleri sayesinde çözüme kavuşturuluyor.

MDK Yöntemi

Hemoroid hastalığında son zamanların en sık tercih edilen tedavi seçenekleri arasında yer alan MDK tekniği, klasik basur ameliyatlarınının yanı sıra herhangi bir kesi veya dikiş işlemi yapılmadan lazer veya radyofrekans ya da her ikisinin kombinasyonu kullanılarak gerçekleştirilmektedir. Hemoroid hastalarına adeta umut kapısı niteliği taşıyan MDK yöntemi, aynı zamanda gerçek ameliyatsız hemoroid tedavisi olarak da adlandırılmaktadır.

MDK Yöntemi ile her türlü grade iç hemoroid‘ler ve dış hemoroidler tedavi edilebilmektedir. Mdk yönteminde ilerlemiş seviyelerdeki hemoroid’ler bir kaç seans’ta tedavi edilmektedir. Klasik cerrahi yöntemle ilerlemiş hemoroid’ler Tek seans’ta yapılan tedavilerde makatta darlık, kanama, aşırı ağrı, gaz ve dışkı kaçırma gibi komplikasyonlar gelişebilir. Grade 4 ve Dış hemoroid‘lerde Klasik lazer ve RF tedavileri uygun değildir.

Bireyin yaşam kalitesini önemli ölçüde arttıran MDK yöntemi ile hemoroid tedavisi, basur hastalığından kesin olarak kurtulmanıza olanak sağlamaktadır. Alanında uzman kimliği ile bilinen Op. Dr. Mehmet Durmuş Kurt tarafından gerçekleştirilen MDK tekniği, sadece 15 dakika içerisinde herhangi bir narkoz uygulaması yapılmadan sedasyon ve lokal anestezi ile gerçekleştirilmektedir. İşlem sırasında hasta hiç bir ağrı hissetmeyeceği gibi operasyonun tamamlanmasının ardından birey ayağa kolaylıkla kalkabilir, günlük yaşamına kaldığı yerden devam edebilir.

Sonuç:
Hemoroidli dokudan kesin olarak kurtulmanıza olanak sağlar.
Tüm tedavi 15 dakika içerisinde tamamlanmaktadır.
⦁ Hasta tedavi sırasında herhangi bir ağrı, sızı veya yanma hissetmez.
⦁ Hastalar tedavi sonrası aynı gün içerisinde günlük yaşamına kolayca devam edebilir.
⦁ Geleneksel hemoroid ameliyatlarına nazaran ağrı, kanama veya enfeksiyon riski yoktur.
⦁ Hemen her yaş grubunda kolayca uygulanabilmektedir.
⦁ Herhangi bir kesi işlemi yapılmadığından anal bölgedeki kaslarda hasar meydana gelmez.
⦁ Hastalar uygulanan lokal anestezi veya sedasyon yöntemi sayesinde narkozun olası zararlarına karşı korunur.

Klasik Cerrahi Ameliyatlar

Hemoroid hastalığında uzunca bir süredir kullanılan birden fazla cerrahi prosedür bulunmaktadır. Günümüzde daha çok lazer ve radyofrekans yöntemleriyle gerçekleştirilen hemoroid tedavisi, daha önceki dönemlerden bu güne dek Milligan & Morgan, Ferguson, Parks ve Whitehead teknikleri kullanılarak tedavi edilebilmektedir. Hemoroidektomi, geniş veya şiddetli olan iç veya dış hemoroidleri çıkarmak için yapılan ameliyattır. Cerrahi hemoroidektomi, hemoroid için en etkili tedavidir, ancak en yüksek komplikasyon oranıyla ilişkilidir. Geleneksel basur tedavisinde kullanılan klasik hemoroid ameliyatları arasında:

⦁ Kapalı Hemoroidektomi
⦁ Açık Hemoroidektomi
⦁ Zımbalanmış Hemoroidektomi
⦁ Lastik bant Ligasyonu
⦁ Yanal İç Sfinkterotomi

Longo Yöntemi (Zımbalanmış Hemoroidektomi)

Çevresel mukozektomi veya PPH olarak da bilinen hemoroid hastalığında longo tekniği, ikinci ve dördüncü derece hemoroid hastaları için uygulanabilen yöntemler arasında yer almaktadır. Longo tekniği (PPH), makat bölgesinden dışarı doğru sarkan hemoroid memelerinin dairsel bir zımba içerisine çekilerek eski anotomik yapısına dönüştürülmesini sağlayan bir prosedürdür.

İşlem sırasında anal kanala dairesel bir anal dilatör yerleştirilir. Sarkan mukoza, dilatör çıkarıldıktan sonra lümene düşer. Daha sonra, tüm anal kanal çevresi etrafında bir submukozal kese ipi sütürü yapmak için dilatörden bir kese ipi sütür anoskopuna sokulur. İşlem sırasında kullanılan stapler, her hasta için ayrı olup tek kullanımlık özelliğe sahiptir. Stapler, otomatik olarak kesip dikebilen bir alettir. İşlemin devamında stapler adı verilen tek kullanımlık alet, makat girişinin 4 – 5 santim yukarısına yani tüm bağırsağı halka şeklinde içine alır. Yaklaşık 2 santim çapında olan doku, stapler kafası ile gövesi arasına sıkıştırılarak basılır. Basma işlemi sonrası dikim işlemi gerçekleştirilerek cerrahi işlem tamamlanır.

Sonuç:
⦁ Longo yöntemi ile hemoroid tedavisi, klasik basur ameliyatları gibi ağrıya neden olur.
⦁ Tek kullanımlık alet sayesinde hemoroid memeleri yukarı doğru çekilir ve içeri girer. Böylece iç hemoroid memelerinin dışarı sarkması engellenir. Dışkılama sırasında kanama oluşabilir.
⦁ Zımbalama işlemi sonrasında bireyin ıkınma veya zorlama durumunda hemoroid memeleri makattan dışarı sarkmaz ama darlık gelişebilir.
⦁ İşlem maksimum 30 dakika içerisinde tamamlanmaktadır. Hasta operasyonun ardından ilk hafta içerisinde aktif yaşamına devam edemeyebilir.

Bant Ligasyon (Boğma Yöntemi)

Lastik bant ligasyonu, hemoroidin tabanından lastik bantlarla bağlanarak hemoroide giden kan akışını kesen bir prosedürdür. Bu tedavi sadece iç hemoroid vakalarında uygulanmaktadır.

Özellikle birinci, ikinci ve bazen üçüncü derece hemoroid hastalarında uygulanan klasik basur tedavileri arasında yer almaktadır. Porsedür sırasında, doktor anüse bir görüntüleme aleti (anoskop) yerleştirir. Hemoroidli doku bir aletle tutulur ve başka bir alet hemoroidin tabanına lastik bir bant yerleştirir. Daha sonra hemoroidli bölge küçülerek yaklaşık bir hafta içerisinde düşer. Birey işlemden sonra alt karın bölgesinde ağrı ve dolgunluk hissi yaşayabileceği gibi bağırsak hareketine ihtiyacınız varmış gibi hissedebilir.

Lastik bant ligasyonu, iç hemoroid için kullanılabilen bir tedavi yöntemidir. Uygulamanın başlamasının ardından üç veya dört tedaviden sonra hala semptomlar devam ediyorsa, bu aşamada doktor hasta için ameliyat planlaması yapabilir. Öte yandan bantlama cihazına çekmek için yeterli doku yoksa lastik bant ligasyonu kullanılamaz. Bu işlem dördüncü derece hemoroid hastaları için neredeyse hiçbir zaman uygun değildir. Lastik bant ligasyonu 10 kişiden yaklaşık 2’inde işe yarar.
Sonuç:

⦁ Lastik bant ligasyonu, uzun vadede iç hemoroid için etkili cerrahi olmayan tedavi olarak kabul edilemez. Bu tedavi ağrılı olabileceğinden, bazı kişiler bunu seçmeyebilir.
Lastik bant ligasyonundan 24 ila 48 saat sonra ağrı olması muhtemeldir. Ayrıca rahatlamak için 15 dakika boyunca ılık su küvetinde oturmanız gerekebilir.
⦁ Ameliyattan 7-10 gün sonra hemoroid düştüğünde kanama olabilir. Kanama genellikle şiddetli olabilir kendiliğinden durmayabilir müdahale edilmesi gerekebilir.
⦁ Nadirende olsa işlem sonrası anüste kanama, idrar yapamama, anal bölgede enfeksiyon ve bantlar anal kanalda ağrı sensörleri içeren alana çok yakın olabileceğinden dolayı şiddetli sancı olabilir.
⦁ Bantligasyonu dış hemoroidlere kesinlikle uygulanamaz çünkü çok dayanılmaz derecelerde ağrılar olabilir. Sadece iç hemoroidlerde Grade 1 ve 2 ‘de kullanılabilir.

İnfrared Koagülasyon (Kızılötesi fotokoagülasyon)

Kızılötesi pıhtılaşma (IRC), hemoroide giden kan akışını kesmek için damarları koagüle etmek (pıhtılaştırmak) için ısı kullanan hemoroitlere yönelik cerrahi olmayan bir tedavidir. Pıhtılaşma tedavisi olarak da adlandırılan infrared koagülasyon, küçük hemoroidleri tedavi etmek için kullanılan tıbbi bir prosedürdür. Hemoroid tedavisinde ayakata tedavi prosedürleri arasında yer alan bu yöntem, yanlızca iç hemoroid vakarında uygulanmaktadır. İnfrared Koagülasyon tedavisi oldukça başarısızdır. Doktorlar, küçük iç hemoroidlerin evde tedaviden sonra semptomlara neden olmaya devam ettiği durumlarda pıhtılaşma tedavisi önermektedir. İşlem sırasında doktorunuz kızılötesi ışıkla ısı yayan bir alet kullanır. Isı, damarın kapanmasına ve küçülmesine neden olacak şekilde kanı pıhtılaştırır.

İnfrared Koagülasyon tedavisinde doktor, yoğun bir kızılötesi ışık ışını oluşturan bir cihaz kullanır. Kızılötesi ışığın yarattığı ısı, hemoroide giden kan akışını keser. Böylece hemoroid küçülür ve anal kanalın duvarında bir yara izi oluşturur. Yara dokusu, yakındaki damarları yerinde tutar, böylece anal kanalda şişme yapmaz. Bu prosedürle her seferde sadece bir hemoroid tedavi edilebilir. Diğer hemoroidler 10-14 günlük aralıklarla tedavi edilebilir. Bu tıbbi prosedür, lazer veya elektrik akımı gibi hemoroidin kan akışını da kesen başka cihazlarla da yapılabilir.

Sonuç:

⦁ Kızılötesi pıhtılaşma hastanede kalmayı gerektirmez.
⦁ İşlem sırasında yüksek ısı verilmediğinden, dokularda kayıp yaşanmaz.
⦁ Kısa süre içerisinde hastalık kendini tekrarlama riskine sahiptir. Bu durumda yeniden İnfrared Koagülasyon yapılması gerekecektir.
⦁ Tedavi, özellikle birinci ve ikinci evre iç hemoroid hastalarında tercih edilebilir.
⦁ İşlemden 7-10 gün sonra hemoroid düştüğünde anüsten kanama meydana gelir. Kanama şiddetli olabilir ve durmayabilir.
⦁ Nadiren de olsa bazı bireylerde anal bölgede enfeksiyon, anüste kanama, işlem sırasında ağrı ve geçici idrara çıkamama görülebilir.

Lazerle Hemoroid Tedavisi

Hemoroid hastalığının tedavisinde kullanılan lazer yöntemi, kan damarlarının lazerle koterize edilmesini içeren bir prosedürdür. Lazer tedavisi, kan akışının içeriden fazla kanamaya neden olmasını önlemektedir. Lazerle yapılan operasyonda, Grade 3’e kadar hemoroid vakalarında etkili sonuçlar vermektedir. Diğer geleneksel hemoroid ameliyatlarının yanı sıra ağrısız ve sızısız gerçekleştirilen lazer tedavisi, operasyon sonrası bireyin doğrudan ayağa kalmasına olanak sağlar.
Hemoroid hastalığında lazer tedavisi için hasta genellikle yan yatırılır ve anal bölge incelenir.

Palpasyon işlemi genellikle ağrısızdır ancak daha ciddi vakalar için prosedürü anestezik bir sprey ve özel bir jel kullanarak gerçekleştirilebilir. Lazer hemoroidoplasti olarak adlandırılan LHP yöntemi, halihazırda sarkmış olan hemoroidin koterize edilmesini içermektedir. Hemoroid bir iğne ile delinir ve lazerle içerisi koterize edilir. Hemoroidal hastalığın bu tedavisi anestezi (spinal veya genel) gerektirir ve yaklaşık yarım saat sürer.

Sonuç:

Lazer tedavisi olan kişiler ameliyattan sonra 2 hafta içerisinde iyileşebilir.
Lazerle hemoroid tedavisi geleneksel tedavi seçeneklerine göre kısa sürede tamamlanmaktadır. İşlem ortalama 30 dakika sürer.
⦁ Lazer tedavisinde hemoroitlerin alınmasından önce hastanın özel bir hazırlığa ihtiyac duyulabilir.
⦁ Lazer ışını ile hemoroidal damarların koterize edilmesinden dolayı hemoroidlerin pıhtılaşması kan kaybı olmadan gerçekleştirilir. Makat kasları ve cilt dokusu mümkün olan en iyi düzeyde korunur.

Radyofrekans Tedavisi

Hemoroid hastalığında radyofrekans (RF) tedavisi, Merkezi birim tarafından bir yüksek frekans sinyali üretilir.Bu sinyal bir kateter yardımı ile hemoroid duvarının içine geçirilir.RF enerjisi, etkili termokoagülasyon ve damarın giderilmesi ile sonuçlanan merkezi birim ile birlikte sıkıca izlenmektedir. Bu etki dokunun çevresinde minimal hasara sebep olarak tamamen lokaldır. yaklaşık 2-3 mm kalınlığındaki hemoroid yastıklarının içerisine girilerek damarın yakılması prosedürünü içermektedir.

Bu işlem iç hemoroid vakalarında sıklıkla tercih edilmektedir. İşlem öncesi hastanın herhangi bir hazırlık yapmasına gerek duyulmaz. Lokal anestezi uygulanarak işlem radyofrekans tedavisi yaklaşık 30 dakika içerisinde tamamlanır. İşlem sonrasında ilk hafta hemoroidlerde şişme meydana gelebilir ancak maksimum 4 hafta içerisinde istenilen küçüklüğe ulaşırlar.

Radyofrekans tedavisinde kullanılan ekipmanlar, her hasta için özel olup tek kullanımlık malzemeden oluşmaktadır. Tedavi sırasında birey narkozun risklerinden korunarak lokal anestezi verilir. İşlem son derece ağrısız, kanamasız ve sancısızdır. Hastanın lokal anestezi almasının ardından RF ile hemoroid yastıkçıklarının içerisine girilerek yakma işlemi gerçekleştirilir. Prosedürün sona ermesinin ardından hasta kolaylıkla ayağa kalkabilir. Tedavinin ilk haftasından itibaren hemoroidal dokular denature olmaya başlar 3. Haftaya kadar o dokular kaybolur ve normal doku oluşur.

Sonuç:
⦁ Geleneksel cerrahi hemoroid tedavilerinin yanı sıra radyofrekans tedavisi ağrısız, sızısız ve kanamasızdır.
⦁ Radyofrekans tedavisi sonrasında hasta aynı gün içerisinde günlük yaşamına devam edebilir.
⦁ Operasyon öncesi hazırlık gerektirmez. Aynı zamanda işlem sonrası hastanede kalmaya gerek duyulmaz.
⦁ RadyoFrekans dalgaları uygulanarak hemoroidli doku denature olarak yok olması sağlanır.
⦁ İşlem 30 dakika gibi kısa bir süre içerisinde gerçekleştirilir.
⦁ Radyofrekans tedavisi narkoz gerektirmez. Böylece kalp, şeker, tansiyon ve ritim bozukluğu gibi kronik hastalığa sahip bireyler için risk oluşturmaz.

Hemoroid Hakkında Merek Edilenler

Hemoroid (Basur) Nedir?
Hemoroid” terimi, anüs veya alt rektum etrafındaki damarların şişmesi ve iltihaplanması durumunu ifade eder. Hemoroid, dışkıyı hareket ettirmek için zorlamadan kaynaklanabilir. Katkıda bulunan diğer faktörler arasında hamilelik, yaşlanma, kronik kabızlık veya ishal ve anal ilişki yer alır. Hemoroitler anüsün içinde ve üstünde (içte) veya anüs çevresinde (dışta) deri altındadır. Hemoroitler (yığınlar) anal kanal etrafındaki iç veya dış venöz pleksusların tıkanıklığından kaynaklanır.

Hemoroid (Basur) Tipleri Nelerdir?

İç Hemoroid: Bu hemoroid şekli rektumun içindedir. İç hemoroidler genellikle bağırsak hareketleri sırasında ağrıya neden olmaz veya anüsten çıkıntı yapmaz , ancak kanayabilir. Anüsün sarktığı veya dışına uzanan bir iç hemoroid oldukça ağrılı olabilir.

İç hemoroidler rektumun içinde bulunur. Bu tür hemoroidler genellikle kendiliğinden düzelir ve bulundukları yer nedeniyle genellikle asemptomatiktir. Hastaların iç hemoroid nedeniyle rahatsızlık duyduğu durumlarda, bunun nedeni genellikle büyüklüklerinden kaynaklanmaktadır. Daha büyük iç hemoroidler ağrı, kaşıntı veya yanma gibi semptomlara neden olabilir.

Dış Hemoroid: Bu hemoroid şekli anüs çevresinde bulunur ve iltihaplandığında sert bir yumru gibi hissedilir. Deri ile kaplıdırlar, dokunmaya karşı çok hassastırlar ve özellikle sert bir bağırsak hareketi sırasında zorlanırken kanayabilirler.

Bunlar anüste görünür veya palpe edilebilen topaklar olarak ortaya çıkar. İç hemoroidler tamamen fark edilmeyebilirken, dış hemoroidler genellikle bir dizi rahatsız edici semptoma sahiptir. En yaygın olarak hastalar aktivite sırasında, otururken veya bağırsak hareketleri sırasında kaşıntı, yanma ve ağrıya neden olmasıdır.

Hemoroid (Basur) Belirtileri Nelerdir?

Çatlaklar, fistüller, apseler, tahriş ve kaşıntı dahil olmak üzere birçok anorektal problem benzer semptomlara sahip olamasından dolayı hemoroid hastalığıyla sıklıkla karıştırılabilmektedir. Hemoroidler genellikle tehlike veya hayati risk oluşturmaz. Nadiren, şiddetli kanaması olan hastalarda anemi veya hayati tehlikeye sebebiyet verebilir.

Bazı durumlarda, hemoroidal semptomlar birkaç gün içinde kendiliğinde kaybolabilir ancak çoğu durumda, hemoroidal semptomlar sonunda geri döner ve genellikle eskisinden daha şiddetli olmaktadır. Pek çok insanın hemoroidi olmasına rağmen, hepsi semptom yaşamaz. Genel olarak hemoroid hastalığında görülen yaygın belirtiler arasında:

⦁ Dışkıda kan görülmesi (dış hemoroid ve iç hemoroid)
⦁ Oturmada zorluk ve ağrı (dış hemoroid)
Anüs etrafında kaşıntı ve batma hissi (dış hemoroid)
⦁ Anüs evresinde kaşıntı ve sert yumru (dış hemoroid)
⦁ Tuvalet kağıdına bulaşan parlak kan lekeler (iç hemoroid)
⦁ Makattan sarkan basur memeleri (iç hemoroid)

Hemoroid (Basur) Hastalığı Evreleri Nelerdir?

I. Evre: Kanama var ancak makat dışına sarkma yok.
II. Evre: Makat dışına sarkma var ancak kendiliğinde içeri giren dokular.
III. Evre: Makat dışına sarkma var ve birey elle içeri itebilir.
IV. Evre: Makat dışına sarkma var ve kişi elle içeri itemez.

Hemoroid Sarkmasının Semptomları Neler?
Sarkmış hemoroid, anüsten çıkıntı yapan noktaya kadar büyüyen iç hemoroidlerdir. Bunlara klasik hemoroid semptomları eşlik edebilir veya hiçbir semptom olmayabilir. Tüm iç hemoroidler, 1 ile 4 derece arasında sınıflandırılır:

1. Derece: Sarkma yok
2. Derece: Bağırsak hareketi sırasında zorlanma gibi baskı durumlarında sarklamar
3. Derece: Hasta tarafından geri itilebilen sarkmalar
4. Derece: Geri itilemeyecek kadar acı veren sarkmalar

Yorum Yap